Türkiye’de Yapay Zeka’nın Konumu | S1B5

“İlk sezonun 3. bölümünde Yapay Zeka’nın durumuna baktıktan sonra iki bölüm boyunca spesifik olarak Dünya’da ve Türkiye’de Yapay Zeka ne durumda buna göz atalım. “ demiştik. Dünya’da yapılan Yapay Zeka çalışmalarına baktıktan sonra o zaman şimdi Türkiye’de neler oluyor, göz atalım. Örnek sonuçlara bakacağımız bu bölümde yapılan işlerin gerçekte ne anlama geldiğini ilk 3 bölümde anlattıklarımız ile düşününce daha iyi anlayacak ve artık Yapay Zeka ile ilgili bir çalışma görünce o işi “İnanılmaz ya, bu Dünya’nın sonu birader” diyerek hayalciliğe, komple teorilerine götürmekten de “Bunu otursam ben de yaparım bu muymuş” diye değersizleştirmekten de kurtulacağız, diyerek geçen bölümde yaptığımız açılışı tekrarlamış, bölümün de yazılış amacını özetlemiş olalım.

0 1.937

“İlk sezonun 3. bölümünde Yapay Zeka’nın durumuna baktıktan sonra iki bölüm boyunca spesifik olarak Dünya’da ve Türkiye’de Yapay Zeka ne durumda buna göz atalım. “ demiştik. Dünya’da yapılan Yapay Zeka çalışmalarına baktıktan sonra o zaman şimdi Türkiye’de neler oluyor, göz atalım. Örnek sonuçlara bakacağımız bu bölümde yapılan işlerin gerçekte ne anlama geldiğini ilk 3 bölümde anlattıklarımız ile düşününce daha iyi anlayacak ve artık Yapay Zeka ile ilgili bir çalışma görünce o işi “İnanılmaz ya, bu Dünya’nın sonu birader” diyerek hayalciliğe, komple teorilerine götürmekten de “Bunu otursam ben de yaparım bu muymuş” diye değersizleştirmekten de kurtulacağız, diyerek geçen bölümde yaptığımız açılışı tekrarlamış, bölümün de yazılış amacını özetlemiş olalım.

Karşılaştırmalı olması, kıyaslayarak seviyeyi görmemiz ve Türkiye’deki genel Yapay Zeka seviyesini sunması açısından bu bölümde de aşağıdaki 2 çalışma ana başlığı üzerinden çalışmaları yorumlayacağız, inceleyeceğiz.

  1. Endüstriyel Yapay Zeka
  2. Yapay Zeka Eğitimi

 

 

Endüstriyel Yapay Zeka, Türkiye’de endüstriyel alanda yapılan çalışmalar ne yazıkki şu ana kadar Dünya ile pek yarışabileceğimiz seviyede değil. Dünya’da bahsedilen Yapay Zeka “Yapay Zeka” değil demişken bizde bahsedilen Yapay Zeka da Dünya’da bahsedilen Yapay Zeka değil diyebiliriz. Yani Yapay Zeka’ya ne kadar uzağız burdan rahatlıkla anlayabiliriz. Ülkemizde tabii iyi niyet ve azimle bu işe başlayan girişimler var. Şu ana kadar Türkiye’de kendini Yapay Zeka girişimi olarak lanse eden firmalara buradan ve yukarıdaki resimden bakabiliriz. TRAI faydalı bir çalışma ile bunları bir araya getirmiş ve kategorilendirmiş. Bu bölümde yakın zamanda İTÜ Big Bang’de[1] yüklü miktarda girişim desteği alan Intenseye’dan[2], Türkiye’deki Yapay Zeka girişimlerinin genel perspektifinden ve kurumsal firmaların bu alandaki durumlarından bahsedeceğiz. 

Intenseye, “Akıllı şehirler, perakende müşteri analizi, ulaşım, trafik izleme ve eğitim sektörlerine yapay zeka tabanlı video analiz servisleri sunmaktadır.” diye tanımlıyor kendini. Ürün olarak karşımıza çıktıkları şey ise buradaki videoda olduğu gibi video üzerinde insanların yaş, cinsiyet ve mutluluk durumlarını tespit etme işlemlerini gerçekleştiriyorlar. Bir ekstra özellik olarak da videodaki kişilerin eklemlerini anlık olarak gösteriyorlar. Ülkemizde girişim yapmanın ve bunu devam ettirmenin ne kadar zor olduğunu göz önüne alırsak aslında bizim için yapılan her iş kıymetli ancak şu an için harikalar demek de çok zor ve Yapay Zeka yapıyorlar demek çok çok daha zor, geliştirdikleri güzel bir yöntem ile klasik görüntü işleme işi. Aldıkları girişimler ile yollarının açık olmasını diliyoruz. Türkiye’de yapılan Yapay Zeka girişimlerinin genel perspektifine bakarsak ülkemizde bu alanlarda bir şey yapmak hakikaten çok zor çünkü “çok gizli, çok mükemmel işler yapan firmalar, insanlar” olduğumuz için kimse kimseye verisini açmaya sıcak bakmıyor. Daha büyük işlerde de devreye bürokrasi giriyor ve girişimler ne yazıkki bulabildikleri kısıtlı veriler ile iş yapmaya çalışıyorlar. Bu da bize yukarıda bahsettiğim resimde görebileceğimiz üzere Yapay Zeka girişimi olan firmaların yarısından çoğunun görüntü işleme ve doğal dil işleme alanına kaymasına sebep oluyor. Bu girişimler de artık sosyal medyada sürekli karşımıza çıkan, Amerikalıların tabiri ile “meme” olan Spider-Man görseli gibi birbirinden çok net şekilde ayrılmıyorlar. Uzun lafın kısası ülkemizde Yapay Zeka ile ilgili girişim de bundan ayrı girişim kültürü de maalesef ne anlatıldığı noktada ne de olması gereken noktada değil.

Kurumsal şirketlerin Yapay Zeka çalışmaları ise ne yazıkki girişimlerden çok daha acı. Önceki bölümlerde bahsettiğimiz üzere şu an Dünya’da ve Türkiye’de bir Yapay Zeka furyası var. Kurumsal şirketler de bu alanda kendilerince gereken çalışmaları yapıp var olmak, hayatta kalmak istiyorlar. Ancak bunun nasıl olması gerektiği konusunda kimsenin sağlıklı bir fikre sahip olmadığı ortamda iş Leyla ile Mecnun dizisinde yer alan bu sahne gibi bir hal alıyor. Ancak gerçek hayat “cut” teknolojisine sahip olmadığı için kurumsal şirketlerin koca koca adamları çıkıyor ve “Biz Yapay Zeka birimi kurduk”, “Biz Yapay Zeka yapıyoruz” diyor. Biz de “Vaaaaaay” diyoruz. Maalesef çoğu kurumsal şirket için Yapay Zeka yapay bir hayal.

 

 

Yapay Zeka Eğitimi, işin endüstriyel tarafta yapılanları bir yana bahsettiğimiz Yapay Zeka seviyesine erişmemiz için daha fazla önemli gördüğüm Yapay Zeka üzerine akademik çalışmalar ve gelişmeyi hızlandırmak adına insanlara Yapay Zeka öğretme adına yapılan çalışmalar var. Türkiye’de bu konuda yapılan çalışmalar endüstriyel alandaki çalışmalara oranla ve hatta Dünya’ya oranla azımsanmayacak kadar fazla. Kaliteli mi? Türkiye ortalamasının üstünde bir kaliteden bence rahatlıkla bahsedebiliriz. Bu alandaki çalışmaları Yapay Zeka’yı insanlara öğretmek ve Yapay Zeka tekniğini geliştirmek diye ikiye ayırmıştık, hatırlarsanız. İnsanlara öğretmek hatta duyurmak, sevdirmek için yapılan çalışmalarda Deep Learning Türkiye[3] topluluğu karşımıza çıkıyor. 1.5 yıl önce kurulan ve hızlı bir şekilde büyüyen bu topluluk online kanallar üzerinden kendilerini takip edenler ile iletişime geçip, onlarla bilgi paylaşıyorlar. Türkiye’de bu kadar halka inen bir teknoloji topluluğu pek fazla bilmiyorum, hatırlamıyorum. Çalışmaları değerli ancak ilerleyen zamanlarda somut üretimi arttırmaları lazım gerçek katkının gelebilmesi için. “Bu topluluktan reklam almışsınız” yorumları gelmeden bu alandaki diğer çalışmalara geri dönelim. Öğrencilere öğretmek açısından çeşitli kurumların da çalışmaları var, bunlardan bir kaç tane de örnek sayabiliriz ancak özellikle öğrencilere öğretme aşamasında herhangi bir kurumun şu an için çok başarılı işler yaptığını görmedim, o yüzden kimseyi lanse etmeye gerek yok. Son olarak burada Teknofest yarışmalarına da değinmek istiyorum[4], yarışmaların çoğu Yapay Zeka içerikli ve hiç de sadece if bloklarından oluşan ‘Yapay Zeka’ kodları ile çözülecek yarışmalar değil. Yapay Zeka içerikli çoğu yarışma gelecekte çok önemli olabilecek konulara çözüm arıyor. Bu tip vizyonlar bizim için önemli.

Bu alanın bahsettiğimiz ikinci kısmı olan Yapay Zeka tekniğini geliştirme konusunda ise maalesef baya baya ama baya baya zayıfız. Yine diğer teknolojik gelişmelerde olduğu gibi onlar yapsın, biz yiyelim üstüne de akademik makale yazalım modundayız. Elin Ian’ı (önceki bölümden bu ismi hatırlayanlar anladı bile), GAN diye ağı makale olarak yazıyor biz GAN’ı alıyor doktora tezinde nasıl kullanabiliriz diye karalar bağlıyoruz. Tabii ki bunlar da burada ifade ettiğim kadar değersiz değil ancak bu şekilde bakış açısı ve sürekli geriden gelme, üretici olmama, “Adamlar yapıyor yaaa” mottosu ile emin olabiliriz ki Yapay Zeka belki Dünya’nın sonu olmayacak ama bizim sonumuz olabilir.

 

İnşallah haftalık olarak yayınlanacak olan bir sonraki yazımızda görüşene dek, hoşça kalın 🙂

 

Birinci sezon altıncı bölüm yayında!!

 

 

 

Kaynaklar

Email adresiniz yayınlanmayacaktır.