Finansal Uygulamaların Performansı ve Müşteri Güveni
Günümüzde uygulamalardan beklentiler göz önüne alındığı zaman performans ve genel anlamdaki güvenlik ihtiyaçlarının ön planda olduğunu görmekteyiz. Yavaş çalışan bir web sayfasını ele alın sayfanın açılış zamanı , müşteriyi kayıp etmekle etmemek arasındaki zamandır.
Finans sektörü, birçoğu bir mobil platformda erişilen, iş açısından kritik olan, müşteriye dönük uygulamalara dayanmaktadır. Müşteriler bu uygulamaların hızlı bir şekilde yanıt vermesini ve son derece düşük bir kesinti süresine sahip olmasını bekliyorlar.
Finansal hizmetler söz konusu olduğunda, kolaylık ve yenilik önemli olmakla birlikte, tüketici güvenini pazarlık konusu edemeyiz.
Tüketiciler bankalarına veya finansal şirketlerine güvenebileceklerini bilmek isterler. Tüketici güvenine baktığımızda bunun kolay oluşmadığını kaybolan güvenin ise çok zor geldiğini görüyoruz.
Aslında, anketlere bakıldığında tüketicilerin sadece yüzde 40’ı finans kurumlarına olan güveni tam iken, yüzde 53’ü ılımlı bir güvene sahip olduğu görünmektedir.
İnternet üzerinden bir satın alma sırasında bir donma veya yavaşlama can sıkıcı olabilir, ama benzer bir durum finansal işlemi yaparken oluştuğunu düşünün! Müşteri ilişkisinin temeli olan güven zarar görmez mi ? Ne de olsa, bankanızın uygulaması hatalıysa , alttaki çalışan sistemlere nasıl güvenebilirsiniz? Kişisel verilerinizin tamamen korunduğundan nasıl emin olabilirsiniz?
O zaman tüketicilerin bankacılık veya finansal uygulamalarında performans beklemeleri normaldir. Anketleri bakıldığı zamanda zaten yüzde 63’ü bunu söylüyor. Müşteri bakış açısıyla kusursuz performans şarttır.
Bu noktaya geldiğimizde IT sektörü açısından doğru araçları doğru zamanda kullanılması gerektiği ön plandadır. Uygulama geliştirme adımlarından, Test otomasyonlarına , DevOps süreçlerine kadar sistemimiz ahenk içinde olmalıdır.
Finans sektöründe bankacılık uygulamaları ele alındığında;
Finans sektörü müşteri beklentilerini karşılayan deneyimler sunması gerektiğinden DevOps uygulamalarını benimsemede genel pazarın önünde yer almıştır.
Özellikle, birçok banka müşteriden düzenli geri bildirim almak için sürekli bir takibe odaklanmıştır. Bu takibi yapmak için araçlar geliştirenler de bulunmaktadır.
Bu araçlar, genel devops hedeflerini yani pazara daha hızlı uygulama geliştirme , daha hızlı kullanıma sunma ve uygulamalarda daha az kusurlar oluşmasını sağlama yönünde gelişmişlerdir. Bu bakış açısıyla sadece devops süreçleri asli olarak yeterli değildir. Dediğimiz gibi sisteminde ahenk içerisinde olması gerekmektedir. Uygulamayı hızlı geliştirdik. Hızlı olarak piyasa çıktık. Otomatik testleri de geçtiğini varsayalım. Bu noktada iyi bir test ekibinizin olması gerekir. Test otomasyonu oluşturmak doğru senaryoların oluşmasına bağlıdır. Bu noktada doğru ve güncellenen senaryolar ile ilerlememiz gerekiyor. Otomatik testlerin yanında yine test ekiplerinin testlerinin devam etmesi gerekmektedir. Test otomasyonu ile testi sayısını düşürerek maliyet azaltmayı düşünüyor iseniz doğru yolda değilsinizdir. Bu sistemler ürün sahaya çıktığı zaman müşteri kaybına ve oradan gelecek olan ciddi zararı önlemek adına doğrudur. Elimizde olan testçileri de daha verimli kullanma yönünde bir maliyet azalması sağlayabilirsiniz.
Fark ettiyseniz geriye doğru sararak gidiyorum. Bütün bu otomasyon ve testler sizin hatası az bir uygulamayı sahaya çıkmanızı sağlayabilirler. Ama gerçekten stabil ve performanslı bir uygulamanın oluşabilmesi elinizdeki geliştirme ekibine bağlıdır. Bu ekip ne kadar doğru beslenir ve düzgün bir çalışma ortamı verilirse o kadar iyi bir uygulama çıkartabilirsiniz. Scrumdaki Scrum Master rolünü engelleri kaldırma fonksiyonunu düşünün ekibin çalışma motivasyonunu bozmama amacını gütmektedir. Geliştirmenin analizinden yazılımsal tasarımına kadar doğru şekilde yapılması gerekmektedir. Yani ekibi ve kadronuzu liyakat veya uzmanlıkları baz alarak oluşturmanız gerekmektedir.
Yukarıda bahsettiğimiz bütün adımlar bir araya geldiği zaman gerçekten güzel uygulamalara sahip olabiliriz. Ama yeterli midir ? Ne eksik olabilir? Biraz düşünelim mi ? Yukarıda anlattığımız tüm adımlar oluştuğunda sistemin kararlı ve hatasız çalışmasını bekleriz. Burada ki anahtar kelimede beklemedir. Beklemeli miyiz ? Yoksa emin mi olmalıyız? Tabii ki emin olmalıyız. İşte bu nokta da sistemi izleyen ve gerekirse akıllı davranışta bulunan sistemlere ihtiyacımız bulunmaktadır. Bu akıllı sistemler günümüzde yapay zekaya doğru evrimleşmektedir.
Unutmayın ki müşteri deneyimi dijital dönüşümün temelindedir. Bunu aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Ve müşteriler de kusursuz uygulamalar istemektedir.
Son olarak PC World 2018 Kötü uygulama performansının ,müşterilerin gözünde markalarını itibarlarından daha önemli olduğunu söyleyen makalesinde aşağıdaki cümleyi kurmuştur.
“Müşteriler, beklentileri ve ihtiyaçlarıyla uyuşmayan uygulamalar ile karşılaşır ise bunu direk markaya mal edebilmektedirler.Bu günümüzde gitgide artmaktadır.”
Sağlıcakla kalın,